Konu: Yalnız kara kaşla, kara gözle bu iş yapılmaz ki! C.tesi Kas. 29, 2008 11:57 pm
Yalnız kara kaşla, kara gözle bu iş yapılmaz ki!
Genç oyuncunun hayattan beklentisi sadece 'doğruluk ve güzellik.' 'Kadın' diye sorunca, cevabı, "Anlatılmaz, yaşanır" oluyor. Çocuk ise, onun için 'gerçek ve saf mutluluk' demek.
MUSTAFA KIZIL GÜNAYDIN 27.11.2008
Son yılların beğenilen oyuncularından Mehmet Akif Alakurt iddialı konuştu: 'Kara kaşlıyım, kara gözlüyüm, fiziksel olarak iyi durumdayım, yakışıklı yakışıklı bakayım yeter' demekle bu iş olmaz. Henüz 'Aktör oldum' diyemem..
'Hacı'da, Ahmet adında dinci bir militandı. 'Sıla'da, törelere karşı gelen Boran Ağa oldu. Yeni dizisi 'Adanalı'da, iyi ile kötü arasında gidip gelen çete reisi Maraz Ali'yi canlandırıyor. Mankenlikten geçiş yaptığı oyunculukta emin adımlarla ilerliyor ve sadece altından kalkabileceği rolleri değil, zorlanacağı işleri de kovalıyor. İşte hayalleri ve hedefleriyle Mehmet Akif Alakurt...
* Yeni diziniz 'Adanalı' nasıl gidiyor? Çok güzel. Aldığımız tepkiler ve eleştiriler olumlu yönde. Dizi sektöründeki açığı, eksik parçayı tamamladık. Genel olarak herkes birbirinin aynı tarzda işler yapıyor. Tutmuş bir işin formatı tekrarlanıyor. Bu anlamda, 'Adanalı'nın çok başka bir yeri olacağına inanıyordum; öyle de oldu. İlk bölümden itibaren bunu gördük.
* Canlandırdığınız 'Maraz Ali' karakteriyle ilgili tepkiler nasıl? Çoğu insan şaşırdı. 'Sıla' bitince, herkes 'Bu karakterin üzerinize yapışmasından korkmuyor musunuz?' diye sormuştu. Ben de, 'Bu benim elimde' demiştim. Bir anda, 'Maraz Ali' diye bir karakter çıkarttım. Kimsenin beni izlerken 'Boran'ı hatırladığını düşünmüyorum. İstediğim de buydu. Bunu yapmış olmak benim için çok büyük bir tatmin.
[color:1041="red"]KENDİMİ SIFIRLADIM! * Farklı karakterleri oynamak nasıl bir deneyim? Zaten benim hoşuma giden bu... Yoksa hiçbir eğlencesi yok ki bu işin. Sadece para kazanmak için yaparsın. 'Kara kaşlıyım, kara gözlüyüm, fiziksel olarak iyi durumdayım, yakışıklı yakışıklı bakayım, sadece bunları kullanayım' dersen, bu işten çok fazla keyif almazsın. O yüzden farklı karakterler istiyorum. Yolum açık olursa; başka adamlara hayat vereceğim.
* Boran'ı unutturmak için özel çaba sarfettiniz mi? Yeni dizi için teklif gelmeden önce buna başlamıştım. Kendimi sildim. 'Reset'ledim yani. Senaryo gelince de, o karakterin özgeçmişini istedim. Başucuma koydum ve iki hafta boyunca, her akşam yatmadan önce okudum.
* Aksiyon içerikli bir dizide oynamak istediğinizi söylemiştiniz. 'Adanalı' ile bu amacınıza ulaştınız mı? Tam olarak değil. Maraz Ali, istesen de bulamayacağın, çok ilginç bir karakter. Yazdırmaya çalışsan yazılmaz. O anlamda Tayfun Güneyer'e de teşekkür ederim. Ama, hâlâ oynamak istediğim bir karakter var. 'Maraz Ali' biraz onun aksiyon tarafını temsil ediyor. Bu adamların diyalogları, ince zekaları beni çok eğlendiriyor. Siz henüz izlemediniz ama biz ne sahneler çektik! Ayrıca, hayatta sadece dram ya da gerilim yok, olamaz. Bazen hüzün, bazen entrika, bazen aşk var. Hayatın kendisi bu zaten. O anlamda, bu iş onu temsil ediyor. Oynarken de, senaryoyu okurken de, duygu iniş çıkışlarını görebiliyorum. Sabit bir iş değil.
[color:1041="red"]'ARTIK AKTÖR OLDUM' DİYEMEM * Partnerleriniz Oktay Kaynarca ve Selin Demiratar... Aranızdaki elektrik nasıl? Şaşılacak derecede iyi... Bu camia, ilginç bir camia. İlginç insanlar var. Kahvecilik bile yapsan etrafında 3-5 tane dostun olur. Belki o bile olmaz. Bunu düşününce, Selin'le ve Oktay'la çalışmaktan çok keyif alıyorum. O kadar düzgün ve uyumlu çalışıyorlar ki anlatamam. Ayrıca, işle kişisel hayatı birbirinden ayırmak çok önemli.
* Bunu nasıl başarıyorsunuz? İş yerine geldiğinde, sorunlarını evde bırakmak zorundasın. Bunu yapmazsan, ya sorun çıkartan ya da sorun yaşayan olursun. Çünkü çok uzun süreler berabersin. Mesela ben 3 gündür sabah 5'lere kadar çalışıyorum. Sete geldiğim an sadece işi düşünüyorum. Başka bir şey konuşmamaya çalışıyorum. İş hayatındakilere, kafetaryadaki arkadaş gibi bakarsan, o işten bir şey çıkmaz. Disiplin ve düzen çok önemli.
* Dört yıldır dizilerde oynuyorsunuz... 'Aktör oldum' diyebiliyor musunuz? Diyemiyorum...
* Peki ileride diyebilecek misiniz? Belki... Bilmiyorum. Belki diyebilirim, belki diyemem.
* Oyunculuğa başlarken bu kadar tanınan birisi olacağınızı düşünüyor muydunuz? Bunları hiç düşünmedim. Hâlâ da düşünmüyorum. Ünlü olmak, tanınmak aklımın ucundan geçmedi. Bazen çocuklar yanıma geliyor. İdolleri olmuşum, bunu öğreniyorum. Bana ilginç geliyor. Birilerinin idolü olmak ya da birilerine kendimi ispatlamak için yola çıkmadım. Kendim için yapıyorum.
[color:1041="red"]Kral Leonidas'a hayran kaldım!
Mehmet Akif Alakurt, Gerard Butler'ın '300' filmindeki rolü için yaptığı çalışmadan çok etkilenmiş.
* Nasıl roller istiyorsunuz? Bana uygun olan, üstesinden gelebileceğim rolleri değil, beni zorlayacak şeyleri istiyorum. İnsanlar filmden çıktığında bir kez daha izlemek istemeli.
* Cesur Yürek'teki gibi mi? Evet, bunu yapmak istiyorum. Yıllar sonra bile izlenecek. İyi film, iyi oyunculuk... İyi oyuncu hafızaya kazınır.
* Bu hissi yaşatan Türk filmi var mı? 'Selvi Boylum, Al Yazmalım'da bu duygu vardı. Bana böyle hissettiren son film 'Eşkıya'dır. Diğerlerine 'İyi' dersin ama 'Eşkıya'yı tekrar tekrar izlersin.
[color:1041="red"]SADECE POZ KESMEKLE OLMAZ * Oyuncunun buna katkısı nedir? Poz kesmekle olmaz. Ruh katacaksın. '300' filminin başrolündeki Gerard Butler, aylarca tır lastikleriyle spor yapmış. 'Sette kral gibi gözüken bir insan olmak istemedim. Gücüne hayran kalınacak, 'Bu adamın peşinden gidilir' denilecek bir karakter yaratmak istedim' diyor. O filmi 5-6 kez izledim. Yine seyrederim. Kafama yatkın bir iş bulursam ben de çok uğraşacağım.
* Ama, Türkiye'de, böyle bir uygulama yok... Aslında oyuncuyla alakalı bir durum. Soysal hayatını bir kenara atman gerekir. 'Hem hayatımı yaşayayım, günümü gün edeyim; hem de karakter yaratayım' olayı yalan.
[color:1041="red"]Devlet, bir 'Atatürk filmi' çekmeli!
* Sinema sektöründe, eleştirdiğiniz noktalar var mı? Gerçekleşmesini istediğim bir şey var. Kim yaparsa yapsın, düzgün bir Atatürk filmi yapılsın. Gerekirse bunu devlet yapsın. Atatürk'e yapılacak tek hizmet, hayatını on numara bir sinema filmiyle ekrana taşımaktır. İcabında, Holywood aktörleriyle, oradaki yapımcı ve yönetmenlerle çalışılsın. Ünlü yapımcılarla anlaşılsın, ABD'de plato kurulsun. Milyon dolarlar mı gerekiyor? Verilsin. 'Herkes bu film için şu kadar para versin' desinler, inanın herkes verir. Boğaz Köprüsü bile milyon dolarlar basıyor. Bu para, bir ülke için bir şey değil.
* 'Mustafa'yla ilgili tartışmalar yüzünden mi bunu söylüyorsunuz? O tartışmalar da etken. Ama artık eleştirmeyelim. Birisi bir şey yapsın. Atatürk böyle bir filmi hak ediyor. Bugün Atatürk olmasaydı, biz bu memlekette misafirdik. Ne olduğu belli olmayan insanlardık. Kürt, Türk, Laz, Çerkez... Herkes misafirdi. Bu gerçeği herkes bilsin ve önderimiz için bir şey yapsınlar. Kahramanımızı, önderimizi, Atamız'ı dünyaya anlatalım. Sinema çok önemli bir şey. Bunu ABD çok iyi kullanıyor. Biz de kullanmak zorundayız.
[color:1041="red"]Kafamda çok özel bir karakter var
Sanat camiasında çok fazla dostluk kurulamadığını söyleyen başarılı oyuncu, boş vakitlerini Collie ve Golden Retriever cinsi köpekleriyle oynayıp stres atarak geçiriyor.
* Film projeniz var mı? Kafamda hiç yazılmamış ve oynanmamış bir karakter var. Mesleğiyle ilgili çok film çekildi ama kafamdaki adam hiç oynanmadı.
* Yaşayan biri mi? Hayır, yaşayan biri değil... Her ülkede olan bir meslek grubundan. Ben de, 'Crime Investigation' kanalındaki bir belgeselden esinlendim. Bu fikri de sadece bir kişiyle paylaşmak istiyorum. Yapımcı olsam, bu işe gözüm kapalı girerdim.
Kaynak: 28.11.2008 Sabah gzt. Günaydın eki 1. ve 4.sayfa