Ekranların yeni tiryakiliği Adanalı, milyonları ekran başına çivilemeye devam ediyor. Oktay Kaynarca'nın başarılı oyunculuğuyla lokomotif gibi çektiği diziyi herkes gibi ben de ilgiyle izliyorum. Ama artık siz de iyi biliyorsunuz. En sevdiğim diziler, aynı zamanda en fazla eleştirdiğim diziler olur. Çünkü "mükemmel olmalarını" isterim. Böyle olunca da gördüğüm en küçük bir aksaklığı bile dilime dolarım. Geçen hafta yayınlanan bölümde banka arabasının güvenlik görevlisi yerde yaralı numarası yapan adamları görünce arkadaşlarını aramak istedi ama telefonunda şebeke bulamadı. Arkadaşlarını çağırmak için olay yerinden ayrılınca da olan oldu... Ancak cep telefonlarında "acil arama" servisi bulunur. Şebeke olmadığı halde, 112'yi acil arama tuşundan arayabilirsiniz. "Alt tarafı bir dizi sahnesi" deyip, geçmemek lazım. Vatandaş acil bir durumda cep telefonunu nasıl kullanması gerektiğini öğrenmeli. Malum, hayatın televizyondan öğrenildiği bir memlekette yaşıyoruz... Bir de balkon sahnesi vardı ki, benim gibi pek çok okurun da tuhafına gitmiş. Adanalı Başkomiser ile aynı büroda çalıştığı amiri İdil Hanım aynı apartmanda hatta aynı katta oturduklarını fark ediyorlar. Sonra ikisi de kapıları karşılıklı olan kendi dairelerine gidiyorlar. Ama sonradan görüyoruz ki, iki ayrı binada bulunduğu açıkça belli olan "karşılıklı" balkonlarda birbirlerine bakıyorlar. Doğrusu bu sıra dışı apartmanın mimarisini çok merak ettim!.. Bizim Adanalı, dürüm kebabın içine ayrıca biber sokuşturup, yemeyi seviyor. Eh, bunlar da benim 7.65 kalibrelik biberlerim!....