“Sıla”nın Boran Ağası Mehmet Akif Alakurt yakın zamanda izleyiciyle tanışacak “Adanalı” dizisinde bir çete liderini canlandırıyor. Oyuncu “Maceranın yanı sıra insanları güldürmeye de çalışacağız” diyor
Adını “Hacı” dizisindeki Ahmet karakteriyle duyuran ve ardından “Sıla” dizisinde Boran Ağa karakteriyle başarısını devam ettiren Mehmet Akif Alakurt, hayranlarının karşısına yine ATV ekranlarında “Adanalı” dizisinde çete lideri olarak çıkacak. Yapımcılığını Kuzey Production-Ali Gündoğdu, Mehmet Yiğit Alp’in, yönetmenliğini Tayfun Güneyer ve Kartal Çidamlı’nın üstlendiği dizide başrolleri Mehmet Akif Alakurt, Oktay Kaynarca ve Selin Demiratar paylaşıyor. Alakurt ile “Adanalı” dizisini konuştuk.
“Adanalı” projesini biraz anlatır mısınız? “Adanalı”yı, durum komedisi olarak görüyorum. İki mahalle arkadaşının hayata başlamasıyla başlayan bir dizi... Bu iki arkadaş polis akademisine gidiyor. İkisi de hırçın ve asi bir karaktere sahip. Maraz Ali bu hırçınlığı yüzünden akademiden uzaklaştırılıyor. Ve kendince bir çete kuruyor ve İstanbul’un en büyük çetesi haline geliyor. Maraz Ali kurduğu çeteyle zengin kişileri soyuyor. İstanbul polisi Maraz Ali ile uğraşamadığı için Adanalı karakteri Oktay Kaynarca’yı yakalaması için görevlendiriyor. Maraz Ali ve Adanalı arasında mücadeleyi anlatan bir proje.
Bu projede sizi çeken ne oldu? İki günde karar verdim. İlginç bir iş olması ortadaki işlerden farklılığı çekti. Tam bir polisiye ve dram diyemiyorsun bu biraz hayat gibi harmanlanmış bir iş. Kısacası hayatın içinden bir iş... Bu projeyi seçerken karşıma gelen işler arasında kahraman bir karakter vardı ve birçok kişinin oynamak istediği bir işti. Ama onu kabul etmedim. Tekdüze bir oyuncu değilim. Maceranın yanında arada insanları güldürmeye çalışacağız. Çünkü hayatın içinde mizah da vardır. O anlamda benim için çok farklı bir proje oldu. Bugüne kadar hep dram tarzı işlerde rol aldım. “Hacı”da Hizbullah militanı, “Sıla”da Boran Ağa’yı oynadım. Bu anlamda bana ilginç geliyor. Şu anda rolümü canlandırırken bile daha çözme aşamasındayım.
“Sıla” dizisi bitirilmeseydi; “Adanalı” projesinden vazgeçer miydiniz? “Sıla”ya devam ederdim. Çünkü oynadığım “Boran Ağa” karakterinden memnundum. “Hacı” dizisindeki “Ahmet” karakterini de çok seviyordum. Ama oradaki karakterin istikrarını bozdukları için o diziden ayrıldım. Zaten ayrıldıktan 5 - 6 bölüm sonra dizi de bitti. “Hacı” ve “Sıla” benim için özel işler.
“Adanalı” dizisindeki karakteriniz çete lideri, “Sıla”daki ağaydı bu anlamda seyircinden nasıl bir tepki bekliyorsunuz? Maraz Ali, çok hard bir adam değil. Esneme payları olan bir karakter. İnce işlenmiş bir insan. Eğer benim inandığım gibi çıkarsa seyirciye sempatik geleceğine inanıyorum. Bu karakter doğru yazılsın, istikrarlı gitsin bunun sonuçlarını çok iyi alacağımıza inanıyorum.
Yeni karakteriniz için bir imaj değişikliği yapacak mısınız? Olacak ama ne kadar fazla değiştirebiliriz ki saçımızı kısalttık, hafif sakal olacak. Sporla fiziksel gücümü artırmaya çalışıyorum. Onun dışında mimikler ve bakışta bir değişiklik olacak. Oyunculuk yapmak benim için şu: O karakteri ruhuma yansıtmaya çalışıyorum. Kafamda bir Maraz Ali’nin bakış açısı ve psikolojik durumu var. Şimdi bunun için uğraşıyorum.
“Boran Ağa” ile “Maraz Ali” karakteri arasındaki tek ortak nokta güç. Bu güçlerinin farkını yansıtabilecek misiniz? Evet yansıtacağım. Bu iş bir ekip işi. Kafamda yorumladım. Bunu ortaya çıkartacağıma inanıyorum.
Eğer “Hacı” dizisindeki gibi beklentileriniz doğrultusunda senaryo gitmezse tepkiniz nasıl olur? Diziden ayrılır mısınız? Şu anda bir şey söyleyemem çünkü sert bir tabir olur. Bırakırım demek kaçış demektir önce çözümü aramak gerekir.
Uzun süre Doğu’da çalıştınız orada neler yapamadınız? Neler yapmayı özlediniz? Spor yapamıyordum. 4x4 bir pick up aldım ve boş zamanlarımda arabamla Doğu’yu gezdim. İstanbul’a gelmeden önce de sattım.
Çocuklar içimi besliyor Çocukları çok seviyorum dediniz ve evlilik planınız var mı? Kafamda var ve çok istiyorum. Ama çok kolay verilebilecek bir karar değil. Evde yeğenlerim var onların evde olması bile beni çok mutlu ediyor. Onların oturup çizgi film seyretmesi bile içimi besliyor. Onlara bakarken çok mutlu oluyorum bu yüzden çocuğum olsun istiyorum.
Karadeniz’e en son ne zaman gittiniz? Ve doğduğunuz yer için bir şey yapacak mısınız? Uzun zamandır gitmedim. Karadeniz insanı kendi içinde yapacağını yapıyor. Dayanışmasıyla yapıyor çalışkan insanlar. Benim annem okumayı kendi kendine öğrenmiş. Annemlerin köyü Samsun’un Çarşamba ilçesinde onların zamanında erkekleri okula yolluyorlarmış, kızları göndermiyorlarmış. Annem dayımla konuşup onun öğrendiği her şeyi kendi de öğrenmiş. Karadeniz insanı ne yapacağını bilir.
Şu anda hangi kitabı okuyorsunuz? “Tanrı Taşta Uyur”... Kızılderililerin özünü anlatan bir kitap... Okuduğumda en çok etkilendiğim onların da her şey için şükretmesi. Bizim gibi...
Seyit Onbaşı’yı oynamak isterim Son zamanlarda TV ekranlarında halk kahramanlarının hayatı ekrana geliyor. Siz hangi kahramanı canlandırmak isterdiniz? ‘Seyit Onbaşı’yı canlandırmak isterdim. Çanakkale çok önemli bir savaş. O savaştaki mücadeleyi en güzel anlatan bir kahraman. 350 kiloluk mermiyi topa koyması ve atması muhteşem bir olay. Onu yaşamak isterdim. Keşke bunu film yapsalar. Bugün Amerikalılar kendi kahramanlarını büyük sinema filmi olarak yapıyor. Buna biraz da paradan puldan vazgeçip herkes destek vermeli. Bugün baktığımızda Amerikan sineması milliyetçilik ruhunu aşılamaya çalışırken bizler bunu bastırır hale geldik. Bugün milliyetçiyim diyorsan Atatürk’ü çok iyi algılamış olman lazım.
Atatürk’ün adını duyduğunuzda ne hissediyorsunuz? Atatürk’ü baba gibi hissediyorum. Çok küçük yaşta babamı kaybettim ve bir baba hissini alabildiğim bir şahsiyet. Her sözü her davranışı onunla ilgili okuduğum her kitapta ona yüksek şekilde hayran oluyorum. “Birini örnek alıyor musunuz?” diye soranlara herkes Atatürk’ü örnek alsa, sözlerini birazcık düşünse bu memleket üç - beş sene sonra bambaşka bir enerjiye sahip olur.
Cansu Dere mizacıma uymuyor “Sıla” dizisinde Cansu Dere ile sizin aranızda sorunlar yaşanıyordu. Neydi bu sorunlar? Mizacıma, kriterlerime uygun bir insan değil. Olmadığı için de herhangi bir görüşmüş-lüğümüz yok. Saygısızlık, bir terbiyesizlik ya da kavga dövüş olmadı. Her zaman terbiyemi muhafaza ederim. Bana taş atana hiçbir zaman taş atamayacağım.
Size başka bir proje teklif edilirse içinde Cansu Dere de var derseler çalışır mısınız? Hayır çalışmam...
Cansu Dere deyince ilk aklınıza gelen şey nedir? Hiçbir şey gelmiyor.